26 Ocak 2009 Pazartesi

Timlo’da sonun başlangıcı/kaybettirdiklerimiz zimmetimize… - Firüzan Baytop

Timlo’da sonun başlangıcı/kaybettirdiklerimiz zimmetimize…


Timlo’da çalışırken müdürlük ve emanet komisyonu ile en önemli tartışmalarımız şantiyece perakende alımlar yüzünden oluyordu. Onlar herşeye karışmak, her kararı kendileri vermek istiyorlar. Ben ise tez canlı, hızlı çalışan biriyim, formalitelerle vakit kaybedemem. Birini şantiye şefi yaptı iseniz ona güvenmek zorundasınız. (Bu günün başarılı büyük taahhüt firmalarının tümünün yaptığı da budur, bir işte tek yetkili) Ha, ona güvenmiyor, ya da güveninizi yitirdi iseniz kovarsınız gitsin. Yoksa yetki kısmak başarıyı engellemek demektir.

Bu tartışmalarda –onların başarıları bizim başarılı çalışmalarımıza bağlı, bir bakımdan bize mahkûm olduklarından- kimi dayatmalarımızı kerhen kabul ettiklerinde sevinirken, başarı karnemizi eksilerle süslediklerini nereden bilecektik?

27 Mayıstan az sonra yönetim değişmiş, Ağustos 1960 başında Saffet Güneş Timlo’ya müdür olmuş, her birimize ayrı ayrı değer vermesi, anlayış ve sevgi göstermesi ile bizde kısa zamanda büyük saygı uyandırmış ve de onu çok sevmiştik. Kendisi hem mühendis, hem de eski bir müteahhit olduğundan şirkete yeni bir heyecan getirmiş, şirket artık sadece Bankanın verdiği işlerle yetinmiyor, kendisi yeni işler peşinde koşuyordu. Ne yazık ki kısa zaman sonra Mart 1961’de, nedenini anlayamadığımız şekilde görevden alınıp yerine genç bir mühendis, Nüvit Numanoğlu getirilmişti

Nüvit beyi, fazla genç oluşu, deneyimsizliği, bize yeterince anlayış göstermiyeceği vb. kuşkusu ve de Saffet beye aşırı sevgi ile bağlılığımızdan, bir türlü kabullenemedik. Kısa süre sona 8-10 şantiye şef ve yardımcısı, “Birlikte olumlu bir iş birliği yapamayacağımız düşüncesinde olduğumuz” gerekçesi ile aynı gün, ayrı ayrı dilekçelerle istifa ettik. Tabii yeni müdürün etekleri tutuştu. Biri eski, biri yeni ama bizleri seven iki yardımcısını (Mitat Andaç ve Nihat Tuygan) istifalarımızı geri almamız için peşimize saldı. Aslında bizler de pek ayrılmak istemiyorduk. Eski müdürümüze sevgimizi, yenisine hükmetme yerine bizlerle anlaşma halinde olması gerektiğini, aksi halde işi bırakma cesaret ve kararlılığımızı göstermiştik. İstifalarımızı geri aldık. Ama yeni müdür bu müşterek baş kaldırışımızı hiç unutmadı ve de beni şirketten biraz daha soğuttu. (Nüvit beyi son olarak Dalaman’da gördüm. O günlerin perişan şantiye koşullarında, benim Alarko adına yürüttüğüm Seka Su arıtma işinde taşeronumuz Rıfat Özümerzifon’un kesin hesaplarını yapıyordu. Iyi bir aileden, Amerikan koleji kökenli idi, üzüldüm. İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli). Ancak bir süre sonra o da değişti ve Nezih Tümay 2. kez müdür oldu. Ne ki Saffet Güneş’e gösterdiğimiz sevgi ve bağlılığı ne eskiden ne de şimdi kendisine göstermediğimiz için bize pek sevimli bakmıyor, huzursuzum.

1 yorum:

  1. Caliskanlik ve bir meslegi ne is olursa olsun diyerek uygulama kaabiliyettir, benim anlayisima gore en buyuk mutluluktur. Ne oldum delileri zaten ellerini tas altina koymazlar. Mesleklerini de uydu konuslanmalardan yaparlar.

    Gunumuz muhendisi hangi kokenden gelirse gelsin, bebeginin altini degistirdigi kadar en kompleks denklemlere matriks cozum bulurken, insan ogesiyle maalesef cebellesmektedir.

    Umuyorum artik kural, deger, limit ve is gorevlerinin daha saydam oldugu bir devre girdik.

    Hic bir isyerinde patron disinda kimse grup kuramaz. Buna da patron izin vermez. Ancak ekip ayri bir olgu ve tanimdir.

    Tasoran firmalarda calisan insanlar da kafa guclerini kullaniyorlar.


    Bir grubunun, alt veya ust duzeydeki is arkadasina karsi yaptigi orgutlu, hesapli veya hesapsiz yaptirim, bugunlerde 'mobbing' adi altinda ceza gormekte ve buna maruz kalan insanda buyuk onarimi guc yaralar acmaktadir.

    Muhendis bir bireyin iyi veya kotu bir aileden gelme durumunda, bazi isleri yapmamasi gerektigi onerisi okunuyor yazida. Anlamadigim su ki iyi veya kotu aile olgusu neyi belirliyor bir muhendis icin?

    Medenice meslek secimi ve onu hangi kosulda olursa olsun uygulama ozgurlugunu alkislayan ve cesaretlendiren anlayisa saniyorum gecildi sonunda, en azindan boyle umuyorum. Nuvit bey dogru mertebeye yanlis kisilerle baslamis 'mobbing''e ugramis. Maalesef.

    YanıtlaSil