26 Ocak 2009 Pazartesi

Tabancası mı var güvendiği, bıçağı mı? - Firüzan Baytop

Tabancası mı var güvendiği, bıçağı mı?

Yıl 1948. Okuldan yeni mezun olmuştum. (Şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi, ozamanki adı ile Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık bölümü). Okurken uzun süre yanında çalıştığım hocam rahmetli Asım Mutlu beni Kartal Maltepesinde proje ve mimarî kontrolluğunu gene rahmetli Ahsen Yapanar ile beraber yaptıkları “İstanbul’ da Ankara Evleri” kooperatifi inşaatında işe yerleştirdi. İnşaatta bir mühendis (Nail Yürütken) ile Şantiye Şefi bir Y. Mühendis (Nihat Erat) daha var. Nihat bey devlet sektöründen gelmiş, halâ kontrol havalarında. İkide bir ufak bahanelerle işleri durduruyor. “Paydosss” diye bağırışlarını bir kilometre uzaktan duyuyoruz, bugün bile kulaklarımda. Sonunda müteahhit Kâmil Şemin “Yahu biz seni işi yürütsün diye aldık, durdursun diye değil” diyerek kovaladı onu. Şantiyedeki öbür arkadaş mühendis. Ben Yüksek Mimarım diye beni, çiçeği burnunda iki aylık mimarı şef yaptılar. Oysa şantiye nedir hiç bir bildiğim yok. (Bu nedenle son 20 yıldır gençlere kitaplarla, konferanslarla sürekli, şantiyeye gelmeden önce şantiyeyi, şantiyeciliği anlatmaya çalışıyorum*).
Daha ikinci gün odamın kapısını hızla iterek palabıyıklı bir işçi odama daldı. “Bey ben paramı istiyorum!”. Köyüne dönecekmiş, bekleyemezmiş. Kooperatiflerin ezelî derdi o zaman da parasızlık. Müteahhide vermiyorlar ki oda işçilerine ödesin. “ Para yok, gelecek, yarın…” falan dinlemiyor adam. Sonunda “Paramı almadan ben bu odadan çıkmam, kimse de çıkamaz” diyerek içerden kapıya sırtını dayıyarak çöktü oturdu. Hey Allahım ne yapmalı?…Kolundan tutup atamam. Tabancası mı var, bıçağı mı var güvendiği. En doğalını yapıyor, “Eh bekle öyleyse” diyerek masama geçip, hiç bir şey olmamış gibi çalışmama devam ediyorum. Soğukkanlılıktan, yiğitlikten falan değil, aslında korkudan ödüm kopmuştu.
Yıllar sonra bir şantiyede bu olayı anlatıyordum. Konuşmamın sonunda gençlerden biri sordu:
“Ağabey sonrası ne oldu?”
“Vallahi” dedim “Sonrası ne oldu doğrusu hatırlamıyorum ama şimdi karşınızda olduğuma göre demek ki beni öldürmemiş.”

* Şantiye ve uygulamalarla ilgili bazı kitaplarımız:
Şantiyecilik konferansları,
Resimli pratik yapı bilgileri,
İnşaat uygulamalarında resimlerle Yanlışlar- Doğrular

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder