26 Ocak 2009 Pazartesi

Sözleşme un çuvalı gibidir! - Firüzan Baytop

Sözleşme un çuvalı gibidir!


Seka Dalaman kâğıt fabrikası Su ve Boru işleri Şantiye müdürü Hulusi Damgacıoğlu’na bağlı ve onun gözetiminde kendi şantiye şefleri tarafından yürütülürken, Hulusi bey daha çok İdare ile, Müdür Hasan Erenay ile ilişkileri sağlıyor. Hulusi’nin bir sözü vardı, “Sözleşme un çuvalı gibidir, silkeledikçe tozu çıkar” ve sözleşmeyi satır satır tarayıp duruyordu.

Kâğıt fabrikası büyük tesis. Bin türlü yere yüksekten çeşitli borular geçiyor. Ne zaman, nereden, hangi çapta boru geçeceği de pek belli olmadığından sözleşmeye tek tip NP 260mm. profil destekler konmuş. Teklif fiyatımız da çok güzel. Fabrika müdürlüğü bu pozu sözleşme kapsamından çıkarıp kendisi yapmak istiyor. Hulusi bey yutar mı?
Bir gün fabrika müdürünün odasında toplantı halindeyiz. Izmit’den müessese müdürü Aziz Gümüş, bir elektrik sorununu elektrik kontrolumuz Rıdvan Gürdoğan ile konuşuyor. Konuşmanın sonunda Aziz bey’in, boru destekleri ile ilgili sandığımız sorusuna Rıdvan beyin, yanında oturan Hulusi beyin yüzüne gülümseme ile bakarak “Kabul edecekler efendim, kabul edecekler” cevabını duyan Hulusi bey, “Nah kabul ederiz” anlamında elini yumruk yaptığı kolunu uzattığında Rıdvan bey Aziz beye tercüme ediyor “ Müteahhit direniyor efendim”. Tabii kabul etmedik. İdare kendi çıkarı için bir pozu sözleşme kapsamından nasıl çıkarabilir. Kendileri de sözleşmede buna olanak sağlayacak bir madde bulamadı. Ne ki bunda başarılı olamayan Müessese müdürlüğü –genel müdürlükçe hazırlanan sözleşmeye, uygulamalarda sadık kalması gerektiği halde- bir kaç ay sonra bir başka hakkımıza engel olmaya kalkıştı.

Sözleşmenin en sonunda, tesisteki motor/makine -boru bağlantılarına ait çaplara göre hazırlanmış bir sayfalık bir liste vardı. Tüm teklif sahipleri metrajı olmayan bu listeye güzel fiyatlar koymuşlardı. Bunu fark eden müessese bir toplantıda bağlantıları kendilerinin yapacaklarını, onlara başlamamamızı isteyince hepimiz ayağa kalktık, nasıl olur? Sözleşmede bu konuda bir şey, bir fiyat olmadığını söylediler ve sözleşmeyi gösterdiler. Gerçekten de böyle bir fiyat listesi yok. Ama az once söyledik ya, Hulusi bey sözleşmeyi satır satır tarıyor, böyle bir konuyu atlar mı? Hemen koşup sözleşmenin şantiye kopyasını aldı geldi, açıp gösterdi. Son sayfada kocaman bir liste. Gıkları çıkmadı. Meğer kendi sözleşmelerinden, sözüm ona açıkgözlük edip, o sayfayı çıkarmışlar.
Ülkemizde müteahhitlerin gözleri her an, hem de adamakıllı açık olacak,


tabii işveren idarelerin de. Yoksa….

Oysa, biz bir zamanlar Alman AEG firmasına bir teklif vermiştik. Teklifin bir yerinde “Üç yollu vana” diye bir şey vardı. Tam olarak ne olduğunu anlıyamamış, ne olacak altı üstü bir vana diye beş bin lira fiyat koymuştuk. Tekliflerin içinde en ucuz bizmişiz. Gelin bir konuşalım dediler, gittik. Toplantıda birkaç konudan sonra, sıra bu vanaya geldi. Gerçeği anlattık. Bu çok özel bir vanadır dediler ve fiyatı da ellibeş bin liradır. Biz gene de en düşük kalıyormuşuz, vana fiyatını yükselltiler. Onların kitabında karşısındakini kandırmak yoktu. Kimsenin karşısındakinin kârında da gözü yoktu. Darısı başımıza.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder