26 Ocak 2009 Pazartesi

Banka çıkarlarına aykırı ihale! - Firüzan Baytop

Banka çıkarlarına aykırı ihale!


Ataköy plajını kısa sürede tamamlayıp, 1957 Haziranı sonu deniz mevsimine yetiştirmemin, 1958’in sonbaharında Bursa çarşılarını da üç ayda tamamlamanın ardından vadedildiği gibi, 3-13 katlı 39 blok ve 852 daireden oluşan “Ataköy 2. Mahalle”si inşaatının şantiye şefi oluyorum. (Ocak 1959) Büyük bir iş ve benim de bu güne kadar üstlendiğim en büyük inşaat.

İnşaat makineleri, kamyonlar, beton santralı bankaca SSCB’den kredi ile alınmış. İnşaat malzemesini biz sağlayacağız. Yalnız işçilik olarak inşaatın yapımı için, önceden bilip güvendiğim 6-7 taşerondan teklif istemek üzere şartname ve keşif özetlerini hazırlamaya koyuluyorum.

Ne ki, böyle büyük bir ihaleyi haber alan pek çok taşeron, tanıdıkları Emlâk Bankası Şube müdürlerinin tavassutu ile şantiyemize üşüştüler ve biz toplam 17 kişi ve firmadan teklif almak durumunda kaldık.

Gelen teklifler hayret vericiydi, bizim hazırladığımız baz fiyatlardan %4 zamdan %34 indirime kadar çok büyük bir yelpaze oluşturuyordu. Bizim baz fiyatlarımız yaklaşık, 1. Kısım taşeronlarının çıkaramayıp %10 zam aldıkları fiyatlar düzeyindeydi. Bunlardan çok aşağı fiyatlarla doğru dürüst bir iş yapmak ve sonuçlandırmak mümkün değildi. Bu gerekçelerle bir Emanet komisyonu kararı hazırlayıp işlerin yarısını %4 tenzilâtla iki taşerona ihale ettim ve işe koyulduk.

Bu şartlarla işe başlamasına başladım da o güne kadar hiç karşılaşmadığım bir olayla karşılaşmam da bir oldu. Benim önerim ve gerekçelerime göre yapılan ihalenin yöntemini teftiş etmek için genel müdürlükten dört kişilik bir teftiş heyeti geldi. Heyet bir hafta bütün işlerimizi didik didik edip, 10 sayfalık bir rapor hazırladı ve savunmamız için genel müdürlük raporu bize gönderdi.

Savunmam 30 sayfa genişlikte ve eski basit “En düşük fiyat” yönteminin büyük bir eleştirisi halinde idi ve özet olarak “Sonradan zam verilmek durumunda kalınan 1. Kısım fiyatlarından çok daha aşağı fiyatlarla doğru dürüst bir iş yapılamayacağını, taşeronun da kâr etmesi gerektiğini, çok düşük fiyatlarla yaparım diyenin ya işin kalitesini düşürecek ya da işi uzatacağını, her ikisinin de bankanın çıkarına değil zararına olacağını, hiç bir zaman en düşük fiyatın en uygun fiyat olamayacağını” pek çok örnekle uzun uzun anlattım. İlk olarak karşılaştığım böyle bir bürokratik uygulamaya çok canım sıkılmıştı.

Bir süre sonra gelen cevap kısacık idi. Savunmamız kabul edilmiş ancak bundan böyle “Bankanın çıkarlarına (!) aykırı ihale” yapılmamalı idi…(Ne ki bankanın çıkarı nerede idi? Geçici ucuzlukta mı, kaliteli iş, kalıcı isimde mi?.. 2. Kısım inşaatını yaparken, dağıtılmış olan 1. Kısım şantiyesinin yerine, kimi kusur ve aksaklığı ben gidermek zorunda kaldım. Şikayetçilerin hemen hepsi bizim mahalleyi kalite örneği olarak gösteriyordu.)
* * *
Emlak Bankası Ataköy’ü geliştirme çalışmalarına devam ediyor. 3 Ocak 1959’da, yarışmasını Prof. Kemal Ahmet Arû’nun kazanmış olduğu “Ataköy Oteli”nin gene Bayar, Menderes ve Medeni berk’in katıldığı büyük bir törenle temelini attım. Ne ki inşaat projeleri tam bitmiş değildi, hemen inşaata başlayamadık. Bir süre sonra da 27 Mayıs geldi, proje rafa kaldırıldı. Yerine 42 yıl sonra Hayati Tabanlıoğlu’nun projelendirdiği “Crowne Plaza” oteli yapıldı.

* * *
2. Kısım inşaatımız devam derken 1959’un ilkbaharında bize bir de ek iş veriliyor, Ataköy motelleri 1. Kısım inşaatı. Gine üç ayda tamamlanacak. Neyse ki elimde iyi ekipler var, bir hızla işe girişip üç ayın sonunda esas işimi aksatmadan motelleri bitiriyorum.

Sonuç, Timlo adına –benim mesleki gelişmeme büyük katkısı olan –uzun bir Avrupa gezisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder