26 Ocak 2009 Pazartesi

Nerede olduğunu bilmek - Alper Duman

Nerede olduğunu bilmek
Alper Duman

Sürekli olarak yaptığımız şeyler neyse, biz oyuz. O halde mükemmellik, bir eylem değil, bir alışkanlıktır.
Aristo

Mesleğimin ilk senesini henüz doldurmamıştım. O günlerde normal mesai saatlerinde teklif ve hakediş hazırlıyor, akşamları da bir tane 80386 server, birkaçtane 80286 ile birkaçtane 8088 ve 8086 makineden oluşan, Novel Network V 1.0 ile oluşturulmuş ağ sistemimizi tamamı ile öğrenebilmek için kılavuz okuyorduk. Böyle bir sisteme sahip olmak bizim için çok önemli bir şeydi, kendimizi teknolojiyi yakalamış hissediyor ve bunu işinde kullanıyor olmanın gururunu yaşıyorduk. Bir keresinde şirket sahibi bu sisteme çok para verdiğini, gözümüz gibi bakmamız gerektiğini üzerine basa basa söylemişti. Biz de öyle yapıyor nerede ise sadece yatmak için eve gidiyorduk.

Şirket bir kamu idaresinin açtığı liman silosu işine teklif vermeye karar verdi. O güne kadar çalıştığımız ihalelere mukayesen 5-6 kat daha yüksek bedelli bir işti. İşin mekanik ve elektronik kısmı için ortak arandı ve uluslarası iş yapan bir italyan firma ile konsorsiyum oluşturuldu.

Çalışmalarımıza öyle hummalı başladık ki, gündüzleri normal teklif işleri yaparken geceleri de, yaptığımız işlerin otomasyonu için şimdinin excel ine benzeyen o zamanların symphony si ile makrolar yazıyor, teklifin hazırlanma sürecinde değişen analiz değerlerinin teklif içinde yer almasını temine çalışıyorduk. Sık sık kullandığımız bilgisayarın hafızasını zorladığımız o günlerde, o kadar çok dosya yaratmak zorunda kalmıştık ki, bir rakamın değişmesi bir çok dosyanın içeriğinin değişmesini gerektiriyordu ve danışmanlık yapan yine inşaatçı bir ağabeyimiz sayesinde, işler bir sistem oluşturmuştuk.

Artık müdürümüzün isteklerine cevap verebiliyor ve istediği revizyonları yaparak teklifi 1-2 günde baştan sona revize edebiliyorduk. O sıralar italyan firmadan da bir inşaat mühendisi gelmiş ; “bir çift terlik kaç para?”, “İtalya’ya bir kontör telefon kaç para?” gibi acayip acayip sorular soruyor , müdürümüz de “kardeşim sen git önce beton fiyatlarını oluştur” nidaları ile katlarda onu peşinden sürüklüyor, biz de “bu İtalyan sıyırmış hakkikaten “diyerek yaptıklarımızın içinde bu maliyetlerin de hesaplanmaya çalışılmasının içinden çıkılmaz bir durum olduğunu düşünerek, yaptığımızın efektif bir iş olduğunun keyfini yaşıyorduk.

Günler çabuk geçiyordu 3 ay gibi bir çalışma temposunun sonuna yaklaşmıştık, haftanın tüm günleri günde 15-16 saat çalışıyorduk. Artık çalışmaktan sol gözüm sürekli seyirmeye başlamıştı. Ama yaşadığımız gurur uğruna, öğreniyor olmak adına katlanıyorduk.

Büyük gün gelmişti. İtalyanlarda inşaatçı , mekanikçi, elektrikçi, avukat (biz bayan olduğu için önce sekreter olduğunu düşünmüştük) ve lider olmak üzere 5 kişilik bir ekiple orda idiler, yanlarında bavullar dolusu bilgisayar çıktısı ve bir laptop. Bizim inşaatçı bizden aldığı verilerle analizler oluşturmuş, bizim müdüre nerelerin nasıl düzeltilmesi gerektiği konusunda bir şeyler anlattıkça, müdürün yüzü asılıyor, patronumuzun gözleri büyüyor, biz ise tarif edilen revizyonun altında kalacağımız gerçeği ile ufalmış bir halde konuşulanları dinliyorduk ki, bu dehşet durumu gören lider İtalyan, hafif bir gülümseme ile eğer revizyonlarda mutabık kalınırsa revizyon işlemini ve teklif dökümantasyonunun basım işlemini kendilerinin yapacağını söyledi. O an herkes de ki rahatlamayı tarifleyebilmek mümkün değildi.

Revizyonlar konusunda mutabık kalındıktan 5-6 saat sonra yani gecenin 1’i gibi teklif dökümantasyonu tüm basımıda bitmiş olarak önümüzde idi. Biz hayretler içinde kalakalmıştık, çünkü bu iş bizim için günlerle ifade edilecek bir işti. Neyse mutlu son olmuştu, İtalyanlar kalmak üzere otellerine gidecekti ve otele güvenemedikleri için laptop larını bizim ofisimizde bırakmaya karar verdiler. Onları uğurladıktan sonra, biz çelişkiler içerisinde, merakımıza yenik düşerek, bilgisayardaki yazılımı incelemeye başladık. Gördüklerimiz karşısında hayretler içerisinde idik. Yakaladığımızı düşündüğümüz ama hayal bile edemediğimiz bir teknoloji ile karşı karşıya idik. Bizim sahip olduklarımız ile karşımızdaki arasında sadece dağlar değil, okyanuslar da vardı. “Terlik ve kontör kaç para?” sorusunun nasıl bu kadar kolay sorulduğunu anlamıştık. Nerede olduğumuzu görmüştük.

Bir daha hep “nerede olduğumuzu kontrol etmeye çalışmak” en önemli iş oldu.

Alper Duman
İnşaat Mühendisi (İTÜ-1989)

Tel: 0532 484 25 37
Maslak Gazeteciler Sitesi
A-8 Blok D:10
34457 Sarıyer/İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder